Kaz dağları

Büyülü Bir Milli Park
Dağlarından bakınca deniz ve doğa manzaraları, vadilerine inince yemyeşil ormanlar,
sahillerinde masmavi deniz, köylerinde ve beldelerinde doğa ile iç içe keyifli sakin ve
huzurlu bir yaşam, arkeolojik eserlerinde zengin medeniyet geçmişi ve mitolojik
hikayelere sahiplik yapan Kaz Dağları, insana büyük bir merak, dinginlik, huzur ve ahenk
sağlayan doğal yaşamın bir parçası olma fırsatı verir.
Treking rotasında , rüzgarın, yaprakların, akan suların, kuş cıvıltılarının verdirdiği sesi
duymak, temiz havadan bir parça ciğerlere çekmek, kaynaklardan kana kana su içmek,
ekolojik yaşama tanıklık etmek, antik kentleri görmek, organik lezzetlerden tadabilmek,
doğaya entegre olmuş kasabaları görmek, Kaz Dağları’nı korunması gereken değerli bir
maden haline getiriyor.
Kaz Dağları, Türkiye'nin batısında yer alan 21.452 hektarlık alanı ile trekking ve hiking
için oldukça popüler ,1993 yılından beri milli bir parktır. Burada zengin flora ve fauna ile
birçok trekking rotası bulunmaktadır. Hasanboğuldu, Çamlıbel ve Adatepe gibi bölgeler
trekking için sıkça tercih edilen noktalardır.
Yemyeşil zeytin ağaçları ve çam ormanları arasında tarihi taş evlerden oluşan şirin bir
köy Adatepe. Hem sakinleri hem de diğer şehirlerden gelen yerleşenler sayesinde estetik
ve güzellik kazanmış, bilinçli koruma sayesinde örnek bir bölge olmuştur. Ayrıca
Adatepe’nin etrafı orman, dere, dağ, kaya ve Zeus Atları rotaları gibi trekking patikaları
ile çevrilidir. Adatepe, ilkbaharda ve sonbaharda kendimizi şarjlanmamız için biçilmiş
kaftandır.
Adatepe’den bahsedip de burasının Zeus’un doğduğu şehir olduğunu söylemeden
geçmemek lazım. Ona kurban edilen atların bölgesi olarak geçen Adatepe, Homeros’un
İlyada’sına göre; Zeus, savaşlarını buradan yönetmiş, Afrodit’e aşık olmuş. Zeus’un
atlarının olduğu bölgede düzenlenen güzellik yarışmasını da Afrodit kazanmış.

Kavuşamayan aşıkların hikayesi de Hasanboğuldu Efsanesi’nde vücut bulur. Emine ve
Hasan’ın kavuşamama hikayesi, Hasan; taşıyamadığı yükün altında suya kapılırken
obasını Hasan’a tercih eden ve sonra pişman olan Emine’nin de kendini bir çınar
ağacına asması. Çınar’a Emine ismi, akan ve biriken suya da Hasanboğuldu denmesi.
Çok basit bir anlatım olmak ile birlikte bu efsane hakkında yüzlerce anlatı bulabilirisiniz.
Evlerin tahta ve baraka gibi oluşundan Tahtaköy olan beldenin ismi,1972 yılında
Çamlıbel olarak değiştirilmiştir.Zeytin ağaçları ile çevrili bu köyde geçim zeytin ağaçları
üzerinden sağlanır. Ayrıca Tuncel Kurtiz’in mezarı buraya ayrıca ün kazandırmıştır.
Bunun yanında Dereçatı Ağlayan Çam, Şahinderesi Kanyonu Seyir Noktası, Cennet
Göleti
vardır. Ağlayan Çam’ın 350 yıllık olduğu söylenir. Yangında giden kardeşlerine ağladığı
varsayılmış köylüler tarafından. Şahinderesi Kanyonu’nda enfes manzaralar bizi bekler.
Bu manzaraya karşı piknik yapmak kaçınılmaz olur. Cennet Göleti’nde üç koldan akan
alçak şelalenin önünde oluşmuş gölet, güneş ışığı ile suda ağaçların, bitkilerin
yansımasıyla büyüleyici bir atmosfer yaratır